Çanakkale Savaşı bir Türk Destanı’dır..
Çocukluğumuz o dönemki kahramanlıkları dinleyerek geçmiştir..
Mermisi biten asker, ardından geleni kollamak için gögsünü siper edermiş, karşıdan gelen mermiye, süngüye..
Kurşunlar havada çarpışacak sıklıkta yağarken mevzilere; askerlerimiz; Vatan, Bağımsızlık ve Şerefleri aşkına kalkıp çarpışmışlar o kurşunlarla.. Siperler şarapnel parçalarıyla dolarken; parmağının, kolunun, bacağının koptuğundan habersiz askerler, bizlere bırakacakları Cumhuriyet hayaliyle gülümseyerek son nefeslerini vermişler..
Bizde hayatımızda bi siper görelim dedik..
Önde Başbakan, arkada biz gittik güneydoğuda bir tepeye..
Attık elimizi alnımıza, öylesine bir bakış attık ‘vatanımıza’
Çömelerek ! ..
Birisi “çömelinir mi, ayıp” diyor..
Öteki “çömelinir tabi, tehlikeli arkadaş” diyor..
Aklıma yukarıda yazdığım kahramanlıklar geliyor,
Kovalıyorum utanarak..
“Az sonra uyanırım boşver” diyorum..
Yıllardır uyuyup, uyutulduğumuzu unutarak..
O dönemlerde özgürlüğü elinden alınıp sömürülen, hor görülen bir millet; Ulusal Bağımsızlığını kazanmak ve bugün ki Türkiye Cumhuriyeti’ni biz torunlarına armağan etmek adına, aslan gibi yüreklerini, dağ gibi bedenlerini toprağa düşürmüşler..
Çömelmeden !!
Bugün tam bağımsız olduğumuzu iddia ettiğimiz bir dönemde, Bu toprakların her karışının sahibi olduğumuz bir ülkede, Kendi vatanımızda, kendi topraklarımızda, sıcak bir temasın olmadığı, onlarca helikopter, yüzlerce askerin bölgede cirit attığı bir anda, kendi sınırlarımızda “Çömelerek” ufka bakıyorsak,
Bu egemenliği tekrar sorgulamamız gerekir..
Gerçi evet o göğsünü siper eden babayiğitler o dönemde şehit olmuş..
Binlerce kahraman çıkarmış bu ülke Sakarya’da Çanakkale’de,
Bu kadar kahramanın yanı sıra savaştan kaçan, kaçmaya çalışanlarda olmuş elbet..
Kaçanlar mı , Kalanlar mı !
Ya da kan mı çekti aceba !
Biz hangilerinin torunlarıyız ?
Çocukluğumuz o dönemki kahramanlıkları dinleyerek geçmiştir..
Mermisi biten asker, ardından geleni kollamak için gögsünü siper edermiş, karşıdan gelen mermiye, süngüye..
Kurşunlar havada çarpışacak sıklıkta yağarken mevzilere; askerlerimiz; Vatan, Bağımsızlık ve Şerefleri aşkına kalkıp çarpışmışlar o kurşunlarla.. Siperler şarapnel parçalarıyla dolarken; parmağının, kolunun, bacağının koptuğundan habersiz askerler, bizlere bırakacakları Cumhuriyet hayaliyle gülümseyerek son nefeslerini vermişler..
Bizde hayatımızda bi siper görelim dedik..
Önde Başbakan, arkada biz gittik güneydoğuda bir tepeye..
Attık elimizi alnımıza, öylesine bir bakış attık ‘vatanımıza’
Çömelerek ! ..
Birisi “çömelinir mi, ayıp” diyor..
Öteki “çömelinir tabi, tehlikeli arkadaş” diyor..
Aklıma yukarıda yazdığım kahramanlıklar geliyor,
Kovalıyorum utanarak..
“Az sonra uyanırım boşver” diyorum..
Yıllardır uyuyup, uyutulduğumuzu unutarak..
O dönemlerde özgürlüğü elinden alınıp sömürülen, hor görülen bir millet; Ulusal Bağımsızlığını kazanmak ve bugün ki Türkiye Cumhuriyeti’ni biz torunlarına armağan etmek adına, aslan gibi yüreklerini, dağ gibi bedenlerini toprağa düşürmüşler..
Çömelmeden !!
Bugün tam bağımsız olduğumuzu iddia ettiğimiz bir dönemde, Bu toprakların her karışının sahibi olduğumuz bir ülkede, Kendi vatanımızda, kendi topraklarımızda, sıcak bir temasın olmadığı, onlarca helikopter, yüzlerce askerin bölgede cirit attığı bir anda, kendi sınırlarımızda “Çömelerek” ufka bakıyorsak,
Bu egemenliği tekrar sorgulamamız gerekir..
Gerçi evet o göğsünü siper eden babayiğitler o dönemde şehit olmuş..
Binlerce kahraman çıkarmış bu ülke Sakarya’da Çanakkale’de,
Bu kadar kahramanın yanı sıra savaştan kaçan, kaçmaya çalışanlarda olmuş elbet..
Kaçanlar mı , Kalanlar mı !
Ya da kan mı çekti aceba !
Biz hangilerinin torunlarıyız ?
Mehmet Tanriver
No comments:
Post a Comment