Wednesday, July 27, 2011

Why healthcare is a responsibility, not a right

There is no “right” answer to the healthcare reform issue. There are facts, opinions, myths, politics and reality, all in no particular order of magnitude. Unfortunately, thus far and likely in the future, the reform will be political and thus costly and painful and will not address the core issues involved in fixing the inherent systemic problems.
There have been many things written with regard to this topic and I suppose one chooses to read that which comports with one’s leanings on the subject. In my case, I have tried to access diverse opinion sources from Brookings and Rand to Cato, National Center for Policy Analysis, The Hudson Institute and everything in between. I have taken the best thoughts from individuals with whom I have corresponded and have incorporated those thoughts as well as my own. If some of these words are similar to others you have heard or read, it is not because I choose to plagiarize them, it is because they have become part of the lexicon of my thinking.

My thinking and these principles are also offered as a consequence of extensive American, Canadian, and, to a lesser degree, British experiences as a physician, surgeon, instructor, and cardiac transplant patient (in the former of the three healthcare systems). They are meant to provoke thought and discussion, and are not offered as sole solutions, though they may have some individual merit by virtue of their common sense. I offer ten principles for healthcare reform and they are of comparatively little cost to the taxpayer when compared to the current Act.
  1. Healthcare is not a right, but a responsibility.
  2. We do not require a single payer, but, rather, a single payment system.
  3. Changes should be made in small increments, easily understood by the People.
  4. Rationing is a logical outcome in any system with limited resources and high demand.
  5. Efficient, effective healthcare must be provided to the truly needy
  6. Medicine must be practiced in a manner and place that is economically efficient, evidence based, specific to local community needs.
  7. All members of Congress, their dependents and all federal employees must live under the same healthcare rules that they themselves create for those that pay their salaries and provide their pensions- We the People. No waivers can be given to any company or entity.
  8. American pharmaceutical companies must decide at what end of the drug development / delivery-to-patient pipeline they wish the American taxpayer to subsidize. They can no longer take from both ends.
  9. Healthcare reform cannot occur without tort reform.
  10. We must create a national healthcare database so that best practices may be established
Healthcare is not a right but a responsibility

If one does not accept responsibility for his or her actions, there are no consequences for a particular behavior and when translated into the delivery of medical care, that only means increased expenditure. “Rights” are either things you, as a free citizen, may do either without interference (with the implicit caveat that you do no harm to others during the conducting of the specific activity deemed a right) or may not be done to you without permission (such as search and seizure).
What is implicit in a right is a protection but not a gift of goods and services created because of the work, sweat, time and capital investment of others. If healthcare is indeed a right, then these healthcare goods must then be seized forcibly, by law or by theft, from others who have provided them in what is a frank violation of their right not to be robbed of their property. This then begs the question of whether the absolute right to healthcare also involves the right to steal from those who produce the goods and services necessary for that care. In a broader sense one must also ask where do one’s rights end? Do they extend to food, or housing or a job?

Thursday, July 21, 2011

Rakı kimlerle içilir?


Birlikte içeceğimiz insanlar sevdiklerimiz, arkadaşlarımız, muhabbeti güzel olanlar, hoşgörülü olanlar, dinlemesini bilecek, sizin de onları dinlerken zevk alabileceğiniz hoşgörü sahibi, keyif kaçırmayacak veya aile ortamında ya da kız arkadaşınız olabilir.

Rakı içmeye başlamadan önce sofranızın meyhanedekiler gibi donatmalıyız. İçeceğimiz insanlara gelince bunlar sevdiklerimiz, arkadaşlarımız, muhabbeti güzel olanlar, hoşgörülü olanlar, dinlemesini bilecek, sizin de onları dinlerken zevk alabileceğiniz hoşgörü sahibi, keyif kaçırmayacak veya aile ortamında ya da kız arkadaşınız olabilir.

Bu sofra insanların birbirlerini anlayabileceği, birbirlerine anlatmak istedikleri karşılıklı sevgi ve saygının hakim olduğu bir sofradır. Rakı içtikten sonra huzursuzluk yaratmak için, kafanız bozuk olduğu zaman veya birinin hatırı olduğu için içilmemelidir. Rakı insanları birbirlerine yaklaştırdığı kadar çok fazla da uzaklaştırabilir. Dengeli demlenmeyi bilmiyorsak ortamımızın tadı kaçar.

Rakı sofrasına otururken ve kalkarken aklımızda olması gereken o masaya gülüp eğlenmek için oturduğumuzdur. Rakı sofrasında insanlar çok mütevazı ve samimi oldukları için bu masada dostluklar pekişir ve kolay arkadaş edinilir. Eskilerden beri bu şekilde cereyan etmiştir. Hala da öyle olduğunu görebiliyoruz. Rakı en güzel aile ortamında içilir. Bu davranış karı koca arasındaki veya aile fertleri arasındaki bağları kuvvetlendirir. Burada anlatılanlar sadece içmesini veya demlenmesini bilenler içindir.

Baba Nasihati
Gönül verip gönül geçme...
Ekmediğin yeri biçme...
Benden sana bir nasihat...
Tek başına rakı içme...

Meze mezedir deyip seçme...
Kavun peynirden vazgeçme...
Benden sana bir nasihat...
Çok yiyerek rakı içme..
İçkini zevkinle iç...
Başlamadan kahır etme...
Benden sana bir nasihat...
Bir şey kurup rakı içme...

Salataya itibar et...
Meyveleri ihmal etme...
Benden sana bir nasihat...
Kızartmayla rakı içme...

Akşamcıysan beni dinle...
Keraheti geciktirme...
Benden sana bir nasihat...
Başlamadan çorba içme...

Arkadaşını iyice seç...
Nüktedandan sakın geçme...
Benden sana bir nasihat...
Dertlilerle rakı içme...

Sâki der ki neşeli ol...
Muhabbetsiz kişi seçme...
Benden sana bir nasihat...
Şeftalisiz rakı içme...

Meyhane duvarlarından felsefi kelâmlar


Horoz ötsün ötmesin, sabah mutlaka olacaktır.

Zirveye çıkarken herkese selam ver, çünkü inerken onlarla karşılaşacaksın.

İnsanlar topraktan yaratılmıştır, her an çamurlaşabilirler.

Başımızdan geçenlere değil, kafamızdan geçenlere içelim.

Büyük Adam olmaya gerek yok, bizler yalnızca "Adam" olalım yeter.

Dünyada oturarak başarıya ulaşan tek canlı tavuktur.

Akıllı olup da dünyanın kahrını çekeceğine, deli ol dünya senin kahrını çeksin.

Dal, rüzgârı affetmişse de, kırılmıştır bir kere.

Eşek nereden bilecek ki zevki sefayı, sor bakalım hiç çekmiş mi kafayı?

Dünyanın en cesur yaratıkları insanlardır, öleceklerini bilerek yaşarlar.

Madem dünya hiç, gece de, gündüz de iç.

Hayatın tadını borçlanarak çıkar, sakın ödemeye kalkma tadı kaçar.

Şarabın adı kötüye çıkmış, tadı hoş, hele bir güzelle içersen, daha bir hoş.

Eğer içki sana dokunuyorsa, sen de içkiye dokun.

Yirmi yaşına kadar hayatı öğrenmeyenin, otuz yaşına kadar evlenmeyenin, kırk yaşına kadar köşeyi dönmeyenin, doksan yaşına kadar ölmeyenin işi çok zor bu dünyada.




Rakı sofrası terimleri 



Akü doldurmak: İçki içmek.

Altlık: Rakı sofrasında girizgâh olarak verilen meyve, çerez.

Amberiye: Eski dönemde ayyaşlar arasında rakıya verilen ad.

Ara kahvesi: Rakıya ara verilip içilen kahve.

Arak resmi: Osmanlı'da rakı satışlarından alınan vergi.

Arif : Rakı mezesinde terbiyesiyle herkesten saygı gören.

Atmak: Bir tek içki içmek.

Araknuş: Rakıcı.

Aş: Meze.

Bitirimhane: Meyhane.

Bâdenuş: İçkici.

Bekri: İçki düşkünü.

Bezm-i âlem: Eğlence meclisi.

Cura: Rakının son yudumu.

Çekizlemek: İçki içmek.

Fırt: Yudum.

Gagayı ıslatmak: İçmek.

Günah: Eğlence yerlerinde ödenen hesap tutarı.

Hımdım: İçkili alem.

İbrik-i mey: Rakı ibriği.

İşarethane: Meyhane.

Lodos yemiş: İçkiyi fazla kaçırmış kimse.

Matizci: Sarhoşları dolandıran hırsız.

Mazot: İçki.

Mideyi ateşlemek: Alkol almak.

Narkoza girmek: İçki içerek sızmak.

Okkalık: Her akşam bir okka rakı içen.

Pangodoz: Ayyaş.

Paşa: Kıvamında sarhoş.

Piyijlenmek: Rakı içmek.

Rakıntı: Rakı içme.

Rindan masası: Rintlerin içki meclisi, rakı sofrası.

Seftelemek: İçkiyi kana kana içmek.

Sızırım yeri: Meyhane.

Sazaki: Sızıp kalma.

Sulu iftar: Ramazan'da orucu içki sofrasında açmak.

Tabanca: İçki şişesi.

Terakki etmek: Nurullah Ataç'ın rakı içmek yerine kullandığı söz.

Ustura: Alkol derecesi yüksek içki.

Uydurmak: Gizlice içki içmek.

Yapındırmak: İçki içmek.

Yaralı kalmak: Yeterince içki içmemiş olmak.

Yatak: İçki, bira bardağı.

Yolluk: Son rakı.

Yuvarlamak: Tek rakıyı bir yudumda içmek.

Züğürt yaylası: Yoksul ayyaşların toplanma yeri.


ŞEREFİNİZE DOSTLAR...