UYAN YURTTAŞ, GEL DE KAYNAŞ:
Şansın Yok Değil, Yok Edilmiş, yoldaş!..
“SAYISAL LOTO ve TÜRLERİNDE MÜTHİŞ HİLE-- bu oyunu bozalım!” başlığı altında 16.11.2009’da, “Dostlarım, duyarlı yurttaşlardan Necmiye Güneş bilgilendirdi beni bu konuda. Pek çoğunuz gibi ben de yıllardır oynarım bu şans oyunlarını, hiç değilse bir şansım olsun beklentisiyle. Bu olasılıklar üzerinde kendim de kuşkulanıyordum. Soruşturmacılar kendilerine görev saymışlar ve didiklemeleri sonucunda bu sağmallık sonuca varmışlar. Uygulamaya katılmak sizin elinizde…” diye bir duyuru yaparak şu gerçeklere değinmiştim:
Şans oyunları çekilişlerinin yapıldığı sistem odası, Milli Piyango İdaresine kapalıymış. Tuzak, GTECH adlı bir İngiliz firması tarafından kurulmuş meğer. Aynı firma tarafından da kontrol edilmekteymiş bu düzensiz düzen. Güvenlik gerekçesiyle içeriye asla kimse sokulmuyor; sistem, oynanan bütün numaraları ve oynanmayanları otomatik olarak tarıyor ve ayırıyormuş.
Yıllardır Türk halkını bu yolla acımasızca sömürüyorlarmış. Birkaç yılda bir, vatandaştan birine kasıtlı isabet ettirip toplumun şüphelerini sıfırlıyor ve sonra, "güvenlik gerekçesiyle adını saklayan talihli" aldatmacasıyla, oynanmamış numaraları sistem odasında kupon yaparak yıllarca sömürüyorlarmış. Bu aldatmacaya kanmayalım, bu oyunu bozalım. Bu iletiyi bütün Türkiye’ye yayalım. Kimse oynamasın. Taaa ki; bu sistem cambazları her çekilişte (Millî Piyango gibi) hangi şehirden, hangi bayiden oynandığını, kimin kazandığını açıklama zorunluluğu hissedene kadar. Emeğimizi ve ümitlerimizi sömürttürmeyelim bu sülüklere!..
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü’nün sadece davul boynunda dolaştığını, o davulu elinde tokmakla çalanların yabancılar olduğunu yeni yeni öğreniyorum, bağışlayın bilgisizliğimi, saflığımı. “AK-ŞAKA”yla karışık, kendisiyle barışık, emekli doktorumuz Erdal Akalın, saf bir yurttaş beklentisiyle, “Milli Piyango Teşkilatı, asgari ücretin yarısı kadar yılbaşı çekilişi bileti alarak, spor Mercedes hayalini yok ettiği ve alınan biletlerin sadece 1/ 4 oranında amorti vererek ağzını kapatmaya çalıştığı AK-ŞAKA için, 2010 yılı içerisinde bir telafi ikramiyesi düşünmekte midir?!.” diye sorgulayarak umut beklentisindeki yalın yurttaşa da arka çıkmış…
Doktor’un iyi niyetinin uzantısı olan bu umudumuz bekleye dursun, biz bu çalıp-çırpma oyununu bozmak için kamuyu uyarmaya çalışırken daha ileri gidip halk adına görev yapan kurumları da işbaşına çağıralım. Ne dersiniz?
Üniversite öğrencisiyken (1950’li ve 60’lı yıllar) Millî Piyango gezici bayisi olarak ayaklarıma kara su inmesine aldırış etmeden bilet satar okul harçlığımı doğrultmaya çalışırdım. Kendime bilet alamazdım, ama son anda satamadığım olurdu, belki (!) umuduyla yakınmazdım. Amorti çıktığı zaman hoplayıp zıpladığım, çoğu zaman da kârı kediye yüklediğim olurdu.
Ama o yıllarda Millî Piyango, adı üstünde millî bir kurumdu. Yabancıya ne zaman satıldığını veya satılacağını da bilmem. Burada bir hinlik olmuş; yabancıya satılmış / satılacak bu kurum ama adı ‘Millî Piyango’ olarak kalmış ya da kalacak mı? Dolayısıyla sade yurttaş, saf anlayışıyla ikramiye çıkmasa da toplanan para devlete kalıyor düşüncesiyle “kader-kısmet” deyip sineye çekmeye devam ediyor(du). Millî Piyango’ya Z. Bankası vasilik yapıyormuş bugünlerde.
Çok mürekkep yalamış olmama rağmen, yeni uyanmaya başlayan ben de o çoğunluğa dâhil bir yurttaşım. Piyango bileti almaz, toplanan paraları aynı kazanda buharlaşıp giden ‘Şans Topu, 6/49, On Numara’ gibi şans oyunlarını da oynamaz oldum.
Sözün özü, MP’ye hakkımı helâl etmiyor, kamu kurum ve kuruluşlarıyla, Cumhuriyet Savclığı’nın, İnsan Hakları Birliği’nin, Baroların, gönüllü avukatlık hizmeti veren hukuk bürolarının, basın-yayının, Millî Piyango İdaresini ve GTECH adlı İngiliz firmasını mercek altına almalarını talep ediyorum, millî servet aşkına, insanlık adına…
Haksızlıklara duyarlı bir yurttaş